(1) İlk derece mahkemeleri veya bölge adliye mahkemelerinde eski hâle getirme talebi, ön sorunlar hakkındaki usule; Yargıtayda ileri sürülecek eski hâle getirme talebi ise temyiz usulüne göre yapılır ve incelenir.
(2) Mahkeme, eski hâle getirme talebinin kabulü hâlinde, hangi işlemlerin geçersiz hâle geldiğini kararında belirtir. Islahla geçersiz kılınamayan işlemler, eski hâle getirme talebinden de etkilenmez.
Eski hâle getirme talebinin görevli ve yetkili merci tarafından nasıl inceleneceği düzenlenmiştir. 1086 sayılı Kanunun 170 inci maddesi hükmü esas alınmış, ancak bölge adliye mahkemelerine yapılacak eski hâle getirme taleplerinin ne şekilde inceleneceği de, hükümde belirtilmiştir. Buna göre, ilk derece mahkemelerinde ve bölge adliye mahkemelerinde ileri sürülen eski hâle getirme talepleri, ön sorun hakkındaki usule göre; Yargıtayda ileri sürülecek eski hâle getirme talepleri ise temyiz usulüne göre yapılır ve incelenir.
Maddenin ikinci fıkrası ile, 1086 sayılı Kanunun 172 nci maddesi hükmü aynen kabul edilmiş, ancak ifadesi değiştirilerek daha kolay anlaşılması sağlanmak istenmiştir. Buna göre, eski hâle getirme talebinin kabulü hâlinde, bu karardan etkilenip geçersiz hâle gelen işlemleri, mahkeme tespit edip kararında gösterecektir. Ayrıca, ıslahla geçersiz kılınamayan işlemler, eski hâle getirme talebinden etkilenmeyecek ve bu yolla geçersiz kılınamayacaktır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/12346E. , 2023/201K.
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki icra emrinin iptali istemli şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulüne, takibin iptaline karar verilmiştir.
Kararın davalı-alacaklılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet eden-borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; takibe dayanak ilam temyiz edildiğinden ilamın kesinleşmediğini, 2942 Sayılı Kamulaştırma Yasasının geçici 14. maddesine aykırı olarak kamulaştırmasız elatma ilamının kesinleşmeden icraya konulamayacağını belirterek icra emrinin iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; şikayetin süresinde yapılmadığını, Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürüyemezliği ilkesi uyarınca davaya konu icra takibine konu alacağı kapsamadığından bahisle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “Kamulaştırmasız fiili veya hukuki el atmaya ilişkin bedel ve tazminata ilişkin davalarda verilen mahkeme kararları kesinleşmedikçe ilamlı icra takibine konu edilemez. Somut dosyada, … 1. İdare Mahkemesinin 2018/1004 E ve 2019/1132 K sayılı kamulaştırmasız el atma davasında verilen kararının istinaf yolu açık olmak üzere verildiği, ilgili kararın … Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda Danıştayda temyiz yolu açık olmak üzere başvurunun reddine karar verildiği ve bu kararın da davacı … vekilince temyiz edildiği, bu süreçte kesinleşmeyen ilk derece mahkemesi kararındaki alacak kalemlerinin tahsili amacıyla 12.3.2020 tarihinde ilamlı takip konusu yapıldığı” gerekçesiyle “şikayetin kabulüne, … Genel İcra Dairesi’nin 2020/281 esas sayılı dosyasında icra takibin iptaline” karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
İlamın kesinleşmeden icraya konulabileceğini, şikayetin kabulü halinde dahi müvekkil aleyhine vekalet ücretine karar verilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını ve şikayetin reddine karar verilmesini talep edilmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “İlk Derece Mahkemesi’nin gerekçesinde 2942 Sayılı Yasanın geçici 14. maddesine göre karar verildiği belirtilmiştir. 2942 Sayılı Yasanın geçici 14. maddesi hakkında Anayasa Mahkemesinin 04.02.2021 tarihli, 2019/89 esas, 2021/10 karar sayılı kararıyla şikayet tarihinden önce iptal kararı verilmiş ve bu iptal kararı ilk derece mahkemesinin karar tarihinden sonra 07.05.2021 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu maddeye dayalı şikayeti kabul kararı hukuka aykırıdır. Şikayet tarihinden ve ilk derece mahkemesinin karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 2942 Sayılı Yasanın geçici 16. maddesinin 1.ve 2.cümlesi Anayasa Mahkemesinin 30.06.2022 tarihli, 2021/127 esas, 2022/85 karar sayılı kararıyla iptal edilmiş ve iptal kararı resmi gazetede 04.08.2022 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla geçici 16. maddeye dayalı olarak da şikayet kabul edilemez. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin şikayeti kabul kararı hukuka aykırıdır” gerekçesiyle istinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet eden vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1) Makul sürede karar verilmediği, yasal mevzuat değişikliğinden belediyenin mağdur edildiğini, kaldı ki, dava açıldığı tarihte belediyenin yasal mevzuat gereği haklı olduğunu,
2) Davalıların dava açılış tarihinde haksız olmalarından dolayı belediye lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmesi gerekirken aksi yönde hüküm kurulduğunu, bu doğrultuda Bölge Adliye Mahkemesinin belediye aleyhine kurulan hükmünün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ilamlı takipte takibe dayanak ilamın kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davası olup, kesinleşmeden takibe konamayacağından bahisle icra emrinin iptali istemine ilişkindir.
2. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup borçlu vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.