HMK MADDE 36 -RET SEBEPLERİ
25 Ekim 2024
HMK MADDE 36 -RET SEBEPLERİ

Ret Sebepleri

HMK Madde 36

(1) Hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi hâkim de bizzat çekilebilir. Özellikle aşağıdaki hâllerde, hâkimin reddi sebebinin varlığı kabul edilir:

a) Davada, iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması.

b) Davada, iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği hâlde görüşünü açıklamış olması.

c) Davada, tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hâkim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması; uyuşmazlıkta arabuluculuk veya uzlaştırmacılık yapmış bulunması.(1)

ç) Davanın, dördüncü derece de dâhil yansoy hısımlarına ait olması.

d) Dava esnasında, iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması.

____________

(1) 22/7/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle, bu bentte yer alan “etmiş olması.” ibaresi “etmiş olması; uyuşmazlıkta arabuluculuk veya uzlaştırmacılık yapmış bulunması.” şeklinde değiştirilmiştir.

6100 sayılı Kanunda Yer Alan Madde Gerekçesi

Madde, 1086 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin yeniden düzenlenmiş hâlidir. Birinci cümlede, genel ret sebebi olarak, 29 uncu maddenin birinci fıkrasının altıncı bendindeki durum kabul edilmiş ve diğer hâller örnek olarak sayılmıştır.

 

HMK Madde 36 Ret Sebepleri

Yargıtay İçtihatları

20. Hukuk Dairesi 2016/4298 E. , 2016/10093 K.

  • HMK Madde 36
  • Ret Sebepleri

Taraflar arasında görülen dava sırasında davacı vekili tarafından reddi hakim yoluna başvurulmuştur. Red talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Taraflar arasında görülen dava sırasında davacı vekili 12.12.2013 havale tarihli dilekçe ile “…11.09.2013 tarihli dilekçe nedeniyle Hâkim tarafından Avukat …hakkında tutanak tutularak Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulması nedeniyle aralarında husumet oluştuğu…” gerekçesiyle hâkimin çekilmesi istemi yoluyla reddi hâkim yoluna başvurmuştur.

Reddedilen Hâkim…. (28209)’nın, yargılamanın ve sonunda alınacak kararın her türlü şüpheden uzak tecellisi için davadan çekinilmesi gerektiği yönündeki görüşü üzerine dosyayı inceleyen merci tarafından hâkimin çekilme kararının yerinde olmadığının tespitine ilişkin verilen karar davacı vekili Av. Dr….. tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 27.05.2014 tarih ve 2014/3483-5804 sayılı kararı ile hükmün kısmen düzeltilerek onanmasına, kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

Hükmüne uyulan Yargıtay ilamında özetle;

“…1) Davacı vekilinin hâkimin çekilme talebine ilişkin karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda; HMK’nın 36. maddesine göre reddi hâkim yoluna taraflardan birisi veya onun nam ve hesabına takip yetkisi bulunan yetkili vekili tarafından başvurulabilir. Vekil tarafından reddi hâkim yoluna başvurulması halinde red sebebinin yargılamanın taraflarına ilişkin bulunması gerekir. Tarafları farklı olup aynı vekil tarafından takip edilen başkaca davalar veya vekilin kendisinden kaynaklanan sebepler red nedeni olarak ileri sürülemez. Çünkü, vekil davanın asil tarafı olmayıp, müvekkili nam ve hesabına davayı takip etmekte olduğundan her zaman azledilebilir veya davanın tarafı kendisini başka bir vekil ile de temsil ettirebilir.

Somut olayda, hâkim tarafından davacı vekilinin 11.09.2013 tarihli dilekçesinde, savunma sınırlarını aşan cümleler yönelttiği nedeniyle davacı vekili hakkında tutanak tanzim edilerek Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğuna göre, HMK’nın 36. maddesinde hâkimin, davacı asil ile kendisi arasında bulunan bir nedenden dolayı değil, davacı vekilinden kaynaklanan nedenlerden dolayı davadan çekilmek suretiyle kendi kendini reddettiği anlaşıldığına ve ayrıca yargılamanın devamı sırasında davanın taraflarından birisi hakkında mahkeme hakimi tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulması veya taraflardan biri tarafından hâkim aleyhine dava açılması, HMK’nın 36/1-d maddesinde belirtilen “davalı olmak” anlamında yorumlanamayacağına göre, hâkimin çekilmesi hakkında merci tarafından verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, hâkimin çekilmesi kararı üzerine merci tarafından yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 39. maddesi uyarınca çekilmenin kanuna uygun olmadığından ret kararı vermesi gerekirken, hüküm yerinde “Yerinde olmadığının tespitine” karar verilmesi doğru değil ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; merci kararının fıkrasının birinci bendinde yer alan “çekilme kararının yerinde olmadığının tespitine” ibaresi kaldırılarak, bunun yerine, “çekilme kararının kanuna uygun olmadığından reddine” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi göndermesiyle HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA,

2) Davacı vekilinin reddi hâkim talebine ilişkin karara yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı taraf, HMK’nın 36. maddesi uyarınca 12.12.2013 tarihli dilekçe ile reddi hâkim isteminde bulunulduğu halde, merci tarafından bu istem hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve kanuna aykırı olup merci kararının bu yön itibariyle BOZULMASINA” denilmiştir.

Yargıtay bozma ilamından sonra, bu sefer davacı vekili tarafından sunulan dilekçe ile “…mahkeme hakimi ….’ün 20144/11-8 sayılı kararı ile Hakim ….’nın içine düştüğü çelişik durumdan kurtarmak için HMK’nın redde ilişkin örnek olarak gösterdiği -husumet- kavramını davacı asil ile hakim arasındaki ihtilafa indirgemeye çalıştığı,vekilin müvekkil nam ve hesabına savunma görevi yaptığını gözden kaçırdığı, hakimin tarafsızlığını yitirdiği” gerekçesi ile mercii hakimini red talebinde bulunulmuştur. Reddedilen mercii Hâkimi…(3194) ‘ün, reddi hakim talebinin reddine ilişkin görüşü üzerine dosyayı inceleyen merci tarafından reddi hakim talebinin reddine, davacı hakkında 1000,00.-TL disiplin para cezasına hükmedilmesine ilişkin verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Reddi hakim talep edilen mercii Hâkimi …. (3194) hakkında verilen merci kararına yönelik temyiz itirazları bakımından;

Hâkimin reddi için ileri sürülen sebepler, HMK’nın 36. maddesinde sayılan sebeplerden değildir. Açıklanan nedenlerle yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.

2- Reddedilen Hâkim… (28209) hakkında verilen merci kararına yönelik temyiz itirazları bakımından; İncelenen dosya kapsamına göre davacı vekili tarafından ilk olarak …. 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/83 Esas sayılı dosyasına bakmakta olan hakim …. hakkında reddi hakim talebinde bulunulmuş, reddedilen hakim tarafından da çekilme kararı verilmiştir. Red ve çekilme talebini … 18. Asliye Ticaret Mahkemesi merci olarak değerlendirmiş, merci kararının temyizi üzerine dairemizin 27.05.2014 tarih ve 2014/3483-5804 sayılı kararı ile çekilme kararı bakımından hükmün düzeltilerek onanmasına, reddi hakim talebi ile ilgili hüküm kurulmadığından hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamından sonra davacı vekilinin bu sefer merci hakimi hakkında reddi hakim talebinde bulunması üzerine merci hakimi reddi hakim talebini incelemek üzere dosyayı Yazı İşleri Müdürlüğüne göndermiş, …. 5. Asliye Ticaret Mahkemesi merci olarak 2. reddi hakim talebini değerlendirmiştir, oysa dosyada Hakim …. hakkındaki ilk reddi hakim talebi ile ilgili karar verilmek üzere ilk merci kararının bozulduğu, bozma ilamından sonra merci hakiminin de reddedilmesi nedeni ile bu taleple ilgili olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olduğu anlaşıldığına göre, 2. reddi hakim talebini değerlendiren merci tarafından, hakim ….’nın reddi ile ilgili hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Hakim…. hakkındaki red talebinin reddine ilişkin hükmün ONANMASINA, 2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, hakim Leyla Kundakçı hakkındaki red talebi ile ilgili hüküm kurulmadığından hükmün bu yönden BOZULMASINA 03/11/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.

 

HMK Madde 36 Ret Sebepleri

Yargıtay İçtihatları

22. Hukuk Dairesi 2017/23819 E. , 2017/9886 K.

  • HMK Madde 36
  • Ret Sebepleri

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı kurum nezdinde alt işveren işçisi olarak çalıştığını, aradaki hizmet alım ilişkisinin muvazaalı olduğunu, ödenmemiş işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.

Davalı, aradaki ilişkinin ihale ile hizmet alımı olduğunu muvazaa iddiasının yersiz olduğunu, davacının tüm haklarının ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davacının taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 272. maddesi düzenlemesine göre; hakimler hakkındaki yasaklılık ve ret sebepleriyle ilgili kurallar, bilirkişiler bakımından da uygulanacaktır. Bu atıf nedeniyle Kanun’un 36. maddesinin 1. fıkrasında; hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektirecek önemli bir sebebin bulunması hakimin reddi ve çekinme sebebi olarak düzenlenmiştir. Mahkeme kararlarının her türlü şüpheden uzak olmasının gerekliliği ve verilen kararın tarafsızlığı ve doğruluğu konusunda taraflarda hiçbir kuşkuya sebep olmaması zorunludur.

Somut olayda; dosyada bilirkişi olarak rapor tanzim eden bilirkişi … … 1. İş Mahkemesinin 2015/396 esas sayılı dosyasında davacı işçi vekili olarak yer almış ve bilirkişilik yaptığı benzer başka dosyalarda bu durum bozma sebebi yapılmıştır. Buna göre, bilirkişinin tarafsızlığı ilkesi ile çelişen bir olgu ortaya çıkmış olup, Mahkemece diğer mahkemelerde de davalı … aleyhine davası olmayan davanın taraflarıyla ilişkisi bulunmayan bir bilirkişi seçilerek rapor alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması bozma nedenidir.

O halde davalı vekilinin temyiz itirazı bu yönden kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

HMK Madde 36 Ret Sebepleri

Yargıtay İçtihatları

4. Hukuk Dairesi 2018/3982 E. , 2018/6693 K.

  • HMK Madde 36
  • Ret Sebepleri

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 09/07/2006 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 20/12/2016 günlü karara karşı davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen 10/11/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine dair karar verilmiş, davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine talebin esastan reddine dair hüküm kurulmuş; bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, müvekkilinin … Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesinde İç Hastalıkları Ana Bilim dalında öğretim görevlisi olduğunu, kök hücre nakli konusunda çalışmalar yaptığını, davalının da aynı üniversitede öğretim görevlisi olduğunu, müvekkili hakkında evrakta sahtecilik yaparak hastalarını kandırdığına ve resmi izin ve görevlendirmesi olmadan bir şirkette görev alarak haksız kazanç edindiğine ilişkin gerçek dışı ve hukuka aykırı isnatlarda bulunduğunu bu nedenle müvekkilinin kişilik haklarının zedelendiğini belirterek, uğradığı manevi zararının tazminini istemiştir.

Davalı; davacı hakkında çeşitli iddialarla ceza yargılamaları yapıldığını, davacının şahsını ve ailesini tehdit ettiğini, ayrıca Dernekler Kanunu’na muhalefetten de yargılandığını, yalan ve yanlış ifadelerle mahkemeyi aldattığını belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Hükme karşı, davacı tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince; mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinde; 04/12/2017 tarihli davacı vekilinin temyiz dilekçesinde, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/233 esas 2016/742 karar sayılı dosyasında hâkim sıfatıyla yargılama yapan Mustafa Karabina’nın aynı dosyanın istinaf incelemesine de başkan sıfatıyla katıldığını, bu durumun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na açıkça aykırı olduğunu belirterek hâkimin reddini talep ettiği anlaşılmaktadır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 36. maddesi “Hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi hâkim de bizzat çekilebilir. Özellikle aşağıdaki hâllerde, hâkimin reddi sebebinin varlığı kabul edilir: a) Davada, iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması. b) Davada, iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği hâlde görüşünü açıklamış olması. c) Davada, tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hâkim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması. ç) Davanın, dördüncü derece de dâhil yansoy hısımlarına ait olması. d) Dava esnasında, iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması.” hükmünü, 40. maddesinin 4. bendinin ise; “ Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin başkan ve üyelerinin reddi talebi, reddedilen başkan ve üye katılmaksızın görevli olduğu dairece karara bağlanır. Hukuk dairelerinin toplanmasını engelleyecek şekildeki toplu ret talepleri dinlenmez.” hükmünü içermektedir.

Somut olayda; temyize konu edilen … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin kararında heyete katılan hâkim Mustafa Karabina’nın aynı zamanda İlk Derece Mahkemesinin yargılamasında da bulunduğu, karar aşamasına kadar yargılamaya katıldığı anlaşılmakla HMK 36 ve 40. maddeleri gereğince hâkimin davaya bakıp bakmayacağı hususunda bir karar verilmek üzere diğer hususlar incelenmeksizin hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda açıklanan şekilde işlem yapılarak karar verilmek üzere BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.

 

HMK Madde 36 Ret Sebepleri

Yargıtay İçtihatları

20. Hukuk Dairesi 2014/3509 E. , 2014/5787 K.

  • HMK Madde 36
  • Ret Sebepleri

Taraflar arasında görülen dava sırasında davacı tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur. Red talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Taraflar arasında görülen dava sırasında davacı tarafından, 06.01.2014 havale tarihli dilekçe ile “…Avukatının Uyap ortamında dosyaya işlendiği halde, vekâletnamesi olmadığından mazeretinin reddedilmesi nedeniyle davasının müracaata bırakıldığı, davalıyı temisilen duruşmaya giren Hazine vekilinin vekaletname ibraz etmediği, izin belgesi de sunmadığı, dosyada vekâletnamesi olduğu halde davasının müracaata bırakılması nedeniyle hâkimin ayırımcılık yaptığı, talep ettiği bir çok dosyanın dosya arasına gelmemesine rağmen dosyanın eksik olarak bilirkişiye verildiği, hâkimin dosyayı biran önce bitirme peşinde olduğu, icra müdürünün yaptığı yolsuzluk ve usulsüzlüklerin üstünü örttüğünden tarafsızlığından şüphe duyulduğu …” gerekçesiyle reddi hâkim yoluna başvurulmuştur.

Reddedilen Hâkim …’in, talebin reddinin gerektiği yönündeki görüşü üzerine dosyayı inceleyen merci tarafından hâkimin reddi isteminin reddine ilişkin verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Hâkimin reddi için ileri sürülen sebepler işin esası yönünden temyiz sebebi olup, H.M.K.’nun 36. maddesinde tanımı yapılan sebeplerden değildir. Açıklanan nedenlerle yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 27/05/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.

 
HMK
MEVZUAT
Hâkimin reddi nasıl yapılır?
Hâkimin reddi sebepleri nelerdir?
Hâkim kendini reddedebilir mi?
Kimler hâkimin reddini isteyebilir?
Hakimin reddi sebepleri
Reddi hakim dilekçesi
HMK hakimin reddi
Hakimin reddi süresi
Yorum bırakın
TÜM YORUMLAR (0)
Henüz yorum eklenmemiş