Temsil veya izin belgelerinin verilmesi
HMK Madde 54
(1) Kanuni temsilciler, davanın açılıp yürütülmesinin belli bir makamın iznine bağlı olduğu hâllerde izin belgelerini, tüzel kişilerin organları ise temsil belgelerini, dava veya cevap dilekçesiyle mahkemeye vermek zorundadırlar; aksi takdirde dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamazlar. Şu kadar ki, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde mahkeme, kanuni temsilcilerin veya tüzel kişilerin organlarının, yukarıda belirtilen eksikliği gidermeleri şartıyla dava açmalarına yahut davayla ilgili işlem yapmalarına izin verebilir.
(2) İzin belgesinin alınması için mahkemeye müracaat edilmesi gerekiyorsa ilgiliye, müracaatı için kesin süre verilir. Bu süre içinde mahkemeye başvurulması hâlinde bu konuda karar verilinceye kadar beklenir.
(3) Süresi içinde belgelerin ibraz edilmemesi veya mahkemeye başvurulmaması hâlinde, dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır.
6100 sayılı Kanunda Yer Alan Madde Gerekçesi
Bu maddede, kanunî temsilcilerin temsil belgesini veya davanın takibinin izne bağlı olduğu hâllerde izin belgesini verme zorunluluğu getirilmiştir. Ayrıca, bu belgelerin usul ekonomisi açısından dava veya cevap dilekçesi ile birlikte mahkemeye verilmesi zorunluluğu kabul edilmiştir.
İkinci fıkrada, izin belgesinin alınması için mahkemeye başvurunun zorunlu olduğu hâllerde, mahkemenin bir süre vereceği ve bu sürenin de kesin olacağı düzenlenmiştir. Verilen kesin süre içinde mahkemeye başvurulması yeterli olup ayrıca mahkemenin bu süre içinde karar vermesi zorunlu değildir; mahkeme karar verinceye kadar beklenecektir.
Üçüncü fıkrada ise gerek birinci fıkraya göre sunulması gereken belgelerin sunulmaması, gerekse ikinci fıkraya göre mahkemeye başvurulması gereken durumlarda başvurulmamasının sonuçları düzenlenmiştir. Süresinde belirtilen işlemler yapılmadığında dava açılmamış, şayet herhangi bir işlem yapılmışsa işlemler de yapılmamış sayılacaktır.
HMK Madde 54 Temsil veya izin belgelerinin verilmesi
Yargıtay İçtihatları
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/3762E. , 2012/3371K.
- HMK Madde 54
- Temsil veya izin belgelerinin verilmesi
- Sıfat
- Tapu iptal isteği
- Vesayet altına alınma
( 6100 s. Hukuk Muhakemeleri K m. 54 , 56 ) ( 1086 s. HUMK m. 39 , 42 ) ( 4721 s. MK m. 462 )
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 3471 parsel sayılı taşınmazın babası H…. adına kayıtlı iken davalı ve eşi Y…. tarafından kandırılarak dava dışı Y…..’e verilen vekaletname ile vekil Y….. tarafından taşınmazın vekilin eşi olan davalıya 80.000.-TL bedelle satıldığını, satış bedelinin H….’ın hesabına yatırılmayıp kardeşi olan A…..’ün oğlu S…… hesabına yatırıldığını, yapılan devrin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup, H……’ın yaşlı, hasta ve bakıma muhtaç olduğunu, vasi tayini için açılan davanın da devam ettiğini ileri sürerek, tapu iptal isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davasının sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; tetkik hakiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, tapu iptal isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 3471 parsel sayılı taşınmazın H…. adına kayıtlı iken vekili Y….. tarafından 07.06.2010 tarihli akitle davalıya satış suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, davalıya yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, H…..’a vasi tayini için dava açıldığını belirterek, tapu iptal istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Eksiğin tamamlatılması yoluyla getirtilen belgelerden, Silivri Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/931 E. 2011/1273 K. sayılı dosyası ile H….’ın vesayet altına alınarak S……’nin kendisine vasi olarak atandığı, dava tarihinde davacının sıfatı bulunmasa da, dava dilekçesinde temliki yapan H……’a vasi atanmak üzere dava açıldığı ve davanın derdest olduğu bildirilmiş, oysa mahkemece bu süreç beklenmeksizin sıfat yokluğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, gerek 1086 sayılı Yasa’nın 42. maddesi gerekse 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK.nun 56. maddesinde taraflardan birinin vesayet altına alınması ya da kendisine danışman atanması durumunda mahkemece duruşmanın ertelenebileceği (talik edilebileceği) belirtilmiş, 1086 sayılı Yasa’nın 39. maddesinin 2. fıkrasında da hakimin şartların ikmali için “talika mecbur olduğu” açıklanmış, 6100 sayılı Yasa’nın da 54. maddesinin 1. fıkrasında da benzer hükümler öngörülmüştür. Gerek yukarıda özetlenen düzenlemeler ve gerekse usul ekonomisi ilkesi gözetildiğinde mahkemece yapılması gereken iş temlik yapan H….. için atandığı anlaşılan vasiye davanın ihbarı ile TMK.nun 462/8. maddesinde sözü edilen husumete izin kararı alınarak, vasi huzuru ile davanın yürütülmesi ve sonuçlandırılmasından ibarettir. Tüm açıklanan nedenlerle mahkemenin aksi doğrultudaki gerekçesinin de doğru olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Davacının, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasa’nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
HMK Madde 54 Temsil veya izin belgelerinin verilmesi
Yargıtay İçtihatları
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/4167E. , 2016/2535K.
- HMK Madde 54
- Temsil veya izin belgelerinin verilmesi
- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi
- İcra takibi
- Satış vaadi
- Tapu iptal ve tescil istemi
( 6100 s. Hukuk Muhakemeleri K m. 52 , 53 , 54 , 77 ) ( 2004 s. İİK m. 94 ) ( 6762 s. TTK m. 341 )
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müuvekkilinin davalı P.. Y..’dan alacağını tahsili amacıyla ….Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı …’nin bir çok kimseye borcu olması nedeniyle konulan hacizden dolayı müvekkilinin alacağını tahsil etmesinin mümkün olmadığını, davalı P…. ile davalılar arasında …Noterliği’nin 20.09.2011 tarih ve 21372 yevmiye nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşme ile davalı P….’ye yedi adet dairenin bırakıldığını ileri sürerek, davalılar arasında yapılan düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşat sözleşmesinin feshi durumunda davalı P.. Y..’a isabet edecek olan inşaat imalat bedelinden şimdilik 125.000,00. TL’nin…. Müdürlüğü’nün 2012/4278 sayılı dosyasındaki faizi ve ferileri ile birlikte müvekkiline ödenmesini, taraflar arasında sözleşme şartlarının yerine getirildiğinde davalı P.. Y..’a düşecek olan dairelerin P.. Y.. adına tapuya tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı A.. P.., yüklenici P.. Y..’ın kendisini de mağdur ettiğini savunarak, davanın kabulünü istemiştir.
Davalı N.. P.., 20.09.2011 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiğini, inşaatı başka bir yükleniciye verdiklerini ve halen devam ettiğini savunarak, takdirin mahkemeye ait olduğunu beyan etmiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının alacağının tahsili amacıyla davalı P.. Y.. aleyhine icra takibi başlattığı, icra takibine karşı davalı borçlu P.. Y..’ın itiraz etmemesi sebebiyle takibin kesinleştiği ve davalı P.. Y.. adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller üzerine haciz konulduğu, alacağın tahsilinin icra yoluyla mümkün olduğu, davalılar arasında yapılan sözleşmeden dolayı davalı borçlu P.. Y..’ın alacaklarının icra takip dosyasına aktarılması işleminin icra yoluyla mümkün olduğu, ortada belirsiz bir alacağın bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, İİK’nın 94. maddesine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
İİK’nın 94/2. maddesi, “Borçlunun reddetmediği miras veya başka bir sebeple iktisap eyleyip henüz tapuya veya gemi siciline tescil ettirmediği mülkiyet veya diğer aynı hakların borçlu namına tescili alacaklı tarafından istenebilir. Bu talep üzerine icra dairesi alacaklının bu muameleyi takip edebileceğini tapu veya gemi sicili dairesine ve icabında mahkemeye bildirir.” hükmünü içermektedir.
İcra Müdürlüğü’nce, davacıya İİK’nın 94. maddesi uyarınca borçlunun iktisap ettiği ve henüz tescil ettirmediği mülkiyet veya diğer hakların borçlu namına tescili veya bu nedenle doğan alacağın tahsili için dava açmak üzere yetki verilmesi, davacı tarafından da bu yetkiye dayanarak, işbu davanın açması gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, davanın açılması ile davanın açılması işleminin tamamlanmış olduğu ve derhal uygulama ilkesinin söz konusu olmadığı ve YHGK’nın 18.03.2015 tarih ve 23-1619 E., 2015/1058 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 341. madde hükmünün uygulanması gerektiği gözetilerek, davacıya İİK’nın 94. maddesi uyarınca borçlunun iktisap ettiği ve henüz tescil ettirmediği mülkiyet veya diğer hakların borçlu namına tescili veya bu nedenle doğan alacağın tahsili için dava açmak üzere İcra Müdürlüğü’nden yetki alması için HMK’nın 52, 53, 54 ve 77/1. madde hükümleri uyarınca uygun bir kesin süre verilmesi, noksan olan bu usuli işlemler yerine getirildikten sonra esasa girilip, taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi, verilen süre içinde bahsi geçen yetkinin alınamaması durumunda ise davanın HMK’nın 54/son ve 77/1. madde hükmü uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, bu usuli eksiklik üzerinde durulmadan, uyuşmazlığın esasının incelenmesine geçilmesi doğru olmamıştır.
Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.