HMK MADDE 87 - TEMİNAT TUTARI VE ŞEKLİ
26 Aralık 2024
HMK MADDE 87 - TEMİNAT TUTARI VE ŞEKLİ

Teminatın tutarı ve şekli

HMK Madde 87

(1) Bir davada verilecek teminatın tutarını ve şeklini hâkim serbestçe tayin eder. Ancak, tarafların teminatın şeklini sözleşmeyle kararlaştırmaları hâlinde, teminat ona göre belirlenir.

(2) Teminatı gerektiren durum ve koşullarda değişiklik olması hâlinde, hâkim teminatın azaltılması, artırılması, değiştirilmesi ya da kaldırılmasına karar verebilir.

6100 sayılı Kanunda Yer Alan Madde Gerekçesi

Maddenin birinci fıkrasında yer alan düzenlemede, gösterilecek olan teminatın tutarını ve şeklini, hâkimin tayin edeceği hususu hüküm altına alınmıştır. Bu düzenlemede, nelerin teminat olarak gösterilebileceği konusunda 1086 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinde yer alan kuraldan farklı olarak, bir teminat kataloğuna yer verilmemiş; bunun takdiri tümüyle hâkime bırakılmıştır. Ancak, 1086 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinde olduğu gibi, teminatın şekli konusunda taraflar bir sözleşme yapmışlarsa, hâkimin gösterilecek olan teminatı belirlerken bununla bağlı kalması esası da aynen benimsenmiştir.

Maddenin ikinci fıkrasında ise uygulamada bu bağlamda ortaya çıkabilecek olan ihtiyacı karşılamak amacıyla, hâkime, teminatın, azaltılmasına, artırılmasına, değiştirilmesine ya da kaldırılmasına karar verme yetkisi tanınmıştır.

Adalet Komisyonu Değişiklik Gerekçesi

Tasarının 92 nci maddesinin ikinci fıkrasında geçen “hâl ve şartlarda” ibaresi, Türk Medenî Kanunu ile terim uyumunu sağlamak amacıyla “ durum ve koşullarda” şeklinde değiştirilmiş ve madde teselsül nedeniyle 93 üncü madde olarak kabul edilmiştir.

 

HMK Madde 87 Teminatın tutarı ve şekli

Yargıtay İçtihatları

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2021/543E. , 2021/469K.

  • HMK Madde 87
  • Teminatın tutarı ve şekli
  • Tasarrufun iptali davası
  • İhtiyati haczin kaldırılması I
  • İhtiyati haciz kararı

( 6100 s. Hukuk Muhakemeleri K m. 87 ), ( 2004 s. İİK m. 257 , 258 , 259 , 277 , 281 ), ( 6098 s. Borçlar K m. 19 ), ( 213 s. VUK m. 257 )
İNCELENEN ARA KARARIN

MAHKEMESİ : MERSİN 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/02/2021
NUMARASI : 2020/287 Esas
DAVANIN KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK. 19 ve İİK. 277 ve devamı)
DAVA TARİHİ : 14/12/2020
DAİRE KARAR TARİHİ : 02/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/04/2021

Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekili ile davalı V… K… vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:

Davacı vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı M…. Ş…. Group Turizm İnş. Pet. Ür. Gıda Taş. Kuyum. San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine, Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkanlığının kira alacağının tahsili amacıyla Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün 2015/3404 esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibi sonucunda borçlu şirkete ait mal varlığına rastlanamaması neticesinde haciz işlemlerinin gerçekleştirilemediğini, bu hususta davalı adına bir çok icra takibinin başlatıldığını, bu aşamada Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün 2015/3404 esas sayılı dosyasından borçlu şirketin dava dışı K…. A.Ş. nezdindeki hak ve alacaklarının haczi için talepleri doğrultusunda icra müdürlüğünce 10/12/2020 tarihinde 1. haciz ihbarnamesi düzenlenerek sistem üzerinden borçlunun mal varlığı sorgulamasının yapıldığını, 12/12/2020 tarihinde dava dışı K…. AŞ. tarafından dosyaya sunulan 1. haciz ihbarnamesine beyan ve itiraz dilekçesi ile davalı şirketin alacaklısı bulunduğu ve dava dışı K…. AŞ’nin borçlusu bulunduğu Mersin 6. İcra Müdürlüğünün 2016/2338 sayılı icra takip dosyasındaki alacağını diğer davalı V… K…’a 02/09/2019 tarihinde temlik etmesi sebebi ile haciz ihbarnamesine itiraz edildiğini ve alacağın temlik edildiğine ilişkin itiraz dilekçesi ekinde temlik sözleşmesinin sunulduğunu, borçlu şirketin müvekkili belediye tarafından aleyhine başlatılan ve kesinleşen icra takibini semeresiz bırakmak ve tahsilini imkânsız hâle getirmek amacıyla aciz halinde iken gerçekte bir para alışverişi yapılmaksızın alacağı ivazlı olarak devralacak ekonomik güce sahip olmayan diğer davalı V… K…’ın isimli şahsa ivazsız devrettiğini, taraflar arasındaki tasarrufun, borcun doğumundan sonra yapıldığını ileri sürerek, öncelikle Mersin 6. İcra Müdürlüğünün 2016/2338 ve Mersin 4. İcra Müdürlüğünün 2015/3404 sayılı takip dosyaları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, bu talebin yerinde görülmemesi halinde telafisi imkânsız zararların önlenmesi açısından Mersin 6. İcra Müdürlüğünün 2016/2338 sayılı icra takip dosyasına dava dışı K…. AŞ. tarafından yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir konulmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:

İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında 16/12/2020 tarihli ara kararında özetle; ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile Mersin 6. İcra Müdürlüğünün 2016/2338 sayılı icra takip dosyasına, dava dışı K…. A.Ş. tarafından yatırılan ve yatırılacak olan paranın ödenmemesi ve yeniden temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, dava değerinin % 15’i değerinde teminat bedelini nakdi teminat yada süresiz banka teminat mektubu güvence olarak mahkeme veznesine yatırdıktan sonra, kararın uygulanması için Mersin 6. İcra Müdürlüğünün 2016/2338 sayılı icra takip dosyasına gönderilmesine, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulü ile Mersin 6. İcra Müdürlüğü’nün 2016/2338 ve Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün 2015/3404 sayılı takip dosyalarına dava dışı K…. A.Ş. tarafından yatırılan ve yatırılacak olan paranın ödenmemesi ve yeniden temlikinin önlenmesi için ihtiyati haciz konulmasına, dava değerinin % 15’i değerinde teminat bedelini nakdi teminat yada süresiz banka teminat mektubu güvence olarak mahkeme veznesine yatırdıktan sonra, kararın uygulanması için Mersin 6. İcra Müdürlüğü’nün 2016/2338 ve Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün 2015/3404 sayılı takip dosyalarına gönderilmesine yönelik karar verilmiştir. Davalılar vekillerinin ara kararına itirazları sonucu mahkemece 02/02/2021 tarihli ara karayla özetle; davalıların ihtiyati tedbire itirazının kabulüne, taraf vekillerinin avukatlık ücreti alacakları dışında yatırılan ve yatırılacak olan paranın ödenmemesi ve yeniden temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbirin devamına, ihtiyati hacze itirazların kabulü ile gerekçeli ara kararındaki 2 nolu ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına yönelik karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece karşı tarafların itirazı üzerine açılan 02.02.2021 tarihli oturumda “avukatlık ücretine halel gelmeyecek şekilde davacının taleplerini karşılayacak ihtiyati tedbirin yeterli olduğuna kanaat getirilerek, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verildiğini, oysa ihtiyati haciz kararı ile ihtiyati tedbir kararının sağladığı hukuki koruma farklı olduğundan verilen kararın ortadan kaldırılması ve kendilerinin alacakları oldukları Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün 2015/3404 Esas sayılı dosyasına sehven konulduğu düşünülen tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile kararı istinaf etme lüzumu hasıl olduğunu, İİK.nun 281/2. maddesinin; “Hakim, iptâle tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur.” hükmüne amir olduğunu, tasarrufun iptali davaları için geçici hukuki himaye tedbiri olarak kanun koyucunun İİK.nun 281/2. maddesi gereği iptale tabi tasarrufun konusunu oluşturan malvarlığı/alacaklar üzerine ihtiyati haciz konulması olarak öngördüğünü, zira tasarrufun iptali davalarında İİK.nun 281/2 maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haczin tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceğini ve ilamın borçlu hakkında daha önce başlatılan icra dosyasına ibraz edilerek kesin hacze dönüşen ihtiyati hacze istinaden cebri icra işlemlerine devam edileceğini, temlikin gerçekten ivaz karşılığı yapıldığına ve ivazın Vergi Usul Kanunu’nun 257. maddesi gereğince 2019 yılı itibarı ile tacirlerin 7.000TL’yi aşan tahsilatlarını banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uygun belgeler ve ticari defter kayıtlar ile ispat külfetinin davalılarda olduğunu, işlemin tarafı olmayan ve bu nedenle kısıtlı araştırma imkanına sahip davacı taraf olarak araştırabildikleri ve temin edebildikleri belgeleri dosyaya ibraz ettiklerini, alacaklarının tahsilini boşa çıkarma amacıyla yapılan işlemin niteliğinin, halen çekişme konusu olan ve icra müdürlüğünce durdurulmuş bir takibe ilişkin bir alacağın; ivazının nakten ve tamamen ödendiği açıklaması içeren mantığa ve hayatın olağan akışına aykırı nitelikteki temliknamenin belediyenin alacaklı olduğu miktarın oldukça yüksek olması ve davalı borçlu şirketin aciz halinin takip dosyadan açıkça anlaşılması karşısında ihtiyati haciz veya tedbir talepleri yönünden “yaklaşık ispat” koşulunun gerçekleştirildiği kanaatiyle ihtiyati haciz veya tedbir talebinde bulunulduğunu, bu itibar ile öncelikli taleplerinin davalarının akim ve semeresiz kalmasının önüne geçilmesi ve telafisi imkansız zararların önlenmesi bakımından davacı müvekkilinin kurum olduğu, kesinleşmiş takip alacaklarının 6.971.360,47 TL.sı olduğu, bu denli yüksek alacaklarının bulunmakta iken tahsil yönünden ellerindeki tek şanslarının temlik edilen dosya olduğunu, davalıların taleplerine ve icra müdürlüğünün sorgulamasına rağmen bu dosya kaydına (basit bir noktalama farkından dolayı) erişememesini fırsata çevirdiklerini ve borçlu K…… AŞ tarafından temlik olunan icra dosyasına para ödenmesi ve bu paranın icra müdürlüğünce reddiyatının yapılması halinde, hiçbir mal varlığı olmayan davalı V… K…’dan paranın iadesinin sağlanmasının imkansız olacağını; yine bu süreçte başkaca temlik işlemlerinin yapılmasına imkan sağlanarak kanunun dolanılmasına sebebiyet verilebileceği dikkate alınarak; ödeme aşamasında bulunan ve alacaklarının tahsili yönünden tek şansları olan temlike konu Mersin 6. İcra Müdürlüğünün 2016/2338 E. sayılı dosyasına, belediyelerinin alacaklısı bulunduğu Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün 2015/3404 E. sayılı dosyasından takdiren teminatsız olarak ihtiyati haciz konulması, bu talepleri yerinde görülmez ise Mersin 6. İcra Müdürlüğünün 2016/2338 E. sayılı dosyasına yatırılacak paranın bu dava sonuçlanıncaya kadar alacaklıya ödenmemesi ve temlikinin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi olduğunu, yerel mahkemece 16.12.2020 tarihli ara kararı ile ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin ayrı ayrı teminatlar karşılığında kabulüne karar verildiğini, duruşmalı olarak yapılan itiraz incelemesinde yerel mahkemece ihtiyati tedbir kararının yeterli olacağı gerekçesi ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının ihtiyati haciz kararının daha kapsamlı ve davanın niteliğine uygun olacağı gerçeği karşısında hukuki dayanaktan yoksun kaldığını, temlike konu icra dosyasının temlike konu edilmiş olduğunu, hem davalı Ş…. Group hem de V… K… vekilinin aynı kişi olduğunu, tüm süreçten (kendi yönlendirmeleri nedeniyle) haberdar olduğunu, temlik aşamasında vekalet ücretini ayrık tutmayan davalı vekilinin bu aşamada vekalet ücreti ile ilgili taleplerinin açıkça hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, tedbir kararının vekalet ücreti yönünden kısmen kaldırılmış olmasının bu yönüyle de istinaf sebebi olduğunu, dosyaya sunulan belge ve cevaplardan; davalıların iddiaları karşısında; dava dışı şahıslar arasındaki işlemlerin dava konusu temlik ilişkisinin dayanağı olarak sunulamayacağı gibi tamamen farklı bir tüzel kişiliği haiz olan (temlik öncesi takip alacaklısı) Ş…. Groupun tarafı olmadığı hukuki veya ticari işlemlerin onun tarafından yapılan işbu temlike gerekçe olarak ileri sürülemeyeceği, Ş…. Group Ltd. Şti.nin -dava konusu dışındaki bir kısım işlemleri yapan gerçek kişilerinaile şirketi olduğu iddia olunan -Ş…. Groupun ne yetkilisi ne hissedarı ne de herhangi bir sıfatla lehine tasarruf yapılacak bir taraf sıfatını haiz olmadıklarının ticaret sicil kayıtları ile sabit olduğu, tüm iddialar ve sunulan tüm (kurgulanmış) belgelerin dahi temlik eden Ş…. Group Ltd. Şti ile temlik alan V… K… arasında ivazlı bir temlik ilişkisinin bulunmadığı, aksine şirket ile ilgili hiçbir durumun /ticari alışverişin / herhangi bir borç ilişkisinin bulunmadığı iddialarını başkaca bir araştırmaya mahal kalmaksızın ispatladığını, pek çok dolambaçlı işlemin yanı sıra (Şirketin gayriresmi gizli yetkilisi ile temlik alan) taraflarının ortak iş yaptıkları iddiasının olsa olsa temlik işleminin tarafları (gerçek kişiler) arasında ortaklık/ ahbaplık ilişkisinin bulunduğunu, karşı tarafların ikrarlı anlatımları ile ortaya çıkarmaya yaradığı hususlarının açıkça anlaşıldığını, yasa koyucunun aradığı “yaklaşık ispat koşulunun” ötesinde davalarının ispatının karşı tarafların açık ikrarları ve resmi kayıtlar ile sağlanmış olduğunu ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile öncelikle Mersin 6. İcra Müdürlüğü’nün 2016/2338 Esas sayılı dosya alacaklısı bulundukları Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün 2015/3404 sayı dosyasından takdiren teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına, bu talepleri yerinde görülmez ise davalarının semeresiz kalmasının önüne geçilmesi ve telafisi imkansız zararların önlenmesi bakımından Mersin 6. İcra Müdürlüğünün 2016/2338 E. sayılı dosyasına dava dışı K…. A.Ş. tarafından yatırılacak paranın/tahsilatın alacaklıya ödenmemesi ve alacağın yeniden temlikinin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir kararının devamına, alacaklı bulundukları Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün 2015/3404 E. sayılı dosyasına sehven konulduğunu düşündüklere ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı V… K… vekili istinaf dilekçesinde özetle; 02.02.2021 tarihli karara karşı 21.12.2020 tarihli itiraz dilekçelerinde açıklanan ve sunulan deliller ile mahkeme tarafından yapılan araştırma ve toplanan deliller kapsamında; ihtiyati tedbirin avukatlık ücretleri dışında yatırılan ve yatırılacak paranın ödenmemesi ve yeniden temlikinin önlenmesi yönündeki kısmi ret kararına karşı istinaf kanun yoluna yaptıkları itirazlarının kabulü ile kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, öncelikle müvekkilinin iyi niyetli 3. kişi olduğunu, davacı ile diğer davalı arasındaki alacak borç ilişkisini bilen yada bilebilecek durumda olan bir kişi olmadığını, bunun aksini ispatlamanın davacıya ait olduğunu, bu yönde soyut beyanları dışında bir delil sunamadıklarını, 21.12.2020 tarihli itiraz dilekçelerinde ayrıntılı olarak açıklanan, dilekçelerine ekli olarak sunulan deliller ve resmi belgelerin yapılan bu temlikin ivazlı olduğunu açıkça gösterdiğini, müvekkilinin dava dışı E…. Ş….. ile aralarında yaptıkları 01.09.2019 tarihli protokol uyarınca; M… K….. Mevkiinde bulunan kiracısı olduğu B…. S….. Düğün Salonunu birlikte işletmek üzere tadilat ve teşrifat masraflarını karşılamak için anlaşmaya vardıklarını, bu anlaşma kapsamında kooperatif ve banka tarafından istenilecek ayni teminat ve çekilen kredilerle ilgili yapılacak ödemelere ilişkin yapılan bu anlaşma sebebiyle Mersin 6. İcra Müdürlüğü’nün 2016/8781 Esas sayılı takip dosyasındaki alacağın tamamının tüm ferileri ile birlikte müvekkili V… K…’a Mersin 12. Noterliği’nin 02.09.2019 tarih ve 24191 Yevmiye numaralı “Alacağın Devri” işlemi ile devredildiğini, bu temlikten sonra 04.11.2019 tarihinde S. S. T….. Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi ile T. ….. Bankası P…. Şubesi tarafından kullandırılan krediyi almak üzere dava dışı E….. Ş….. ile müvekkilinin eşi olan F….. K…..an tarafından 7000.000,00 TL bedelli kredi talebi için sözleşme ve taahhütname imzalandığını, teminat olarak da müvekkili V… K…’ın eşinin adına kayıtlı olan Mersin Yenşehir İlçesi, Menteş mahallesinde bulunan 7899 Ada, 1 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan binanın 11. kat 21 nolu bağımsız bölüm üzerine 700.000,00 TL bedelli ipoteğin 08.11.2019 tarih ve 29374 Yevmiye ile konulduğunu, bu bağlamda müvekkilinin ivazsız bir temlik almadığını, tam tersine resmi kayıtlarla sabit ve karşılığı olan bir temlik almış olmakla dava dilekçesinde iddia edilen hususların soyut, haksız ve mesnetsiz olduğunu, mahkeme tarafından da gerek kolluk kuvvetleri tarafından yapılan müvekkilinin mali durumu yönünde yapılan araştırmalar, gerekse maliye ve tapu müdürlüklerinden getirilen resmi kayıtların tüm beyanlarının doğruluğunu açıkça ortaya koyduğunu, sundukları tüm bu belgeler ve mahkeme tarafından toplanan deliller ve yapılan araştırmalar kapsamında iyi niyetli 3. kişi konumunda olan müvekkilinin alacak haklarının mahkemenin bu kısmi ret kararı ile engellenmiş bulunduğunu, müvekkilinin diğer davalı ile arasında bir hukuki ilişki yada bir akrabalık bulunmayan iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğunu, bu bağlamda müvekkiliyle ilgili davacı tarafından ortaya atılan soyut iddialarla açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, Yargıtay kararlarının da bu tür davalarda 3. kişinin haklarının korunması ve davanın reddi gerektiği yönünde olduğunu ileri sürerek müvekkili yönünden itirazlarının kabulü ile mahkemece ihtiyati tedbire karşı yaptıkları itirazlarının kısmen reddedilen kısmı yönünden itirazlarının kabulü ile kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE:

Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (TBK. 19 ve İİK. 277 ve devamı) istemine ilişkindir. İcra ve İflâs Kanunu’nun 257’nci maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:

1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;

2 -Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” hükmü düzenlenmiştir.

İcra ve İflâs Kanunu’nun 258’nci maddenin 1’nci fıkrası uyarınca, “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” Bu hükme göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kesin bir ispat aranmamakta ise de özellikle hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağının varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Yani yaklaşık ispat yeterlidir. Ayrıca İİK’nın 264’üncü maddesi karşısında, ihtiyati haczi tamamlayan merasim çerçevesinde, her alacağın genel ilke olarak yargılamayı gerektirebileceği şüphesizdir. Yerleşik uygulamaya göre ihtiyatı haciz; alacaklının, bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence (garanti) altına almak için, mahkeme kararı ile borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati haciz geçici bir haciz, dava veya icra takiplerine takaddüm eden emniyet tedbiridir. İhtiyati haciz, bir alacağın tahsilinin teminini sağlayan bir vasıtadır. İhtiyati hacizde, ihtiyaten haczedilen mal ve haklar, alacaklının açtığı veya yaptığı veya açmayı yahut yapmayı düşündüğü dava veya icra takibinin konusu değildir.

İİK. 259. maddede ihyati haciz istiyen alacaklının hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları zararlardan mesul olacağı ve teminatı vermeğe mecbur olacağı hükmü düzenlenmiştir.

HMK 87. madde uyarınca teminatın tutarını ve şeklini hakim serbestçe tayin eder. Teminatı gerektiren durum ve koşullarda değişiklik olması hâlinde, hâkim teminatın azaltılması, artırılması, değiştirilmesi ya da kaldırılmasına karar verebilir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 281/2. maddesinde tasarrufun iptali davalarına özgü özel bir ihtiyati haciz düzenlemesinin yer almakta olup, buna göre ihtiyati haciz isteyebilme imkanı getirilmiştir.

Tasarrufun iptali davalarının amacı alacaklıların para alacaklarına kavuşmalarını sağlamaktadır. Davanın konusu tasarruflara konu taşınır ya da taşınmazlar değildir. Bunlar üzerinde mülkiyet değişikliği gibi bir amaç güdülmemektedir. Bu taşınır ya da taşınmazların cebri icrayla satılması ve alacaklıların alacaklarına kavuşması hedeflenmektedir. Yani bu davaların konusu da para alacaklarıdır. Bundan dolayıdır ki İİK’nın 281. maddesinde tasarrufun iptali davalarında daha özel bir geçici hukuki koruma tedbiri öngörülmüştür. Buna göre mahkemece alacaklının talebi üzerine iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilir. İhtiyati haciz talebinin kabulü için tüm dava şartlarının gerçekleşmesine gerek bulunmamaktadır. Zira bunu beklemek dava ile elde edilecek sonuçların gerçekleşmesine engel teşkil edebilmektedir. İİK’nın 257 ve izleyen maddelerindeki genel ihtiyati haciz kurallarından farklı olarak burada teminat alınması da zorunlu değildir. Teminat alınıp alınmayacağını da mahkeme takdir edecektir. Davanın bedele dönüşmesi halinde teminat karşılığı davalı 3. kişinin malvarlığıyla ilgili ihtiyati haciz kararı verilebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece tayin ve takdir olunur.

Somut olayda; davacı tarafça davalı borçlu M…. Ş…. Group Turizm İnş. Pet. Ür. Gıda Taş. Kuyum. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nden alacaklı olduğu, borcun ödenmemesi üzerine Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün 2015/3404 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibine başladıkları, davalı borçlu şirketin K…. A.Ş. isimli şirketten alacaklı olduğu, bu alacak ile ilgili olarak borçlu şirket tarafından K…. A.Ş. aleyhine Mersin 6. İcra Müdürlüğü’nün 2016/2338 Esas sayılı takip dosyasında icra takibinde bulunulduğu, davalı borçlu tarafından aleyhine yapılan icra takibinin sonuçsuz bırakılması amacıyla alacaklı olduğu Mersin 6. İcra Müdürlüğü’nün 2016/2338 Esas sayılı icra takip dosyasına konu alacağını davalı borçlu V… K…’a muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek Mersin 6. İcra Müdürlüğü’ne ait 2016/2338 Esas sayılı takip dosyasındaki alacak üzerine ihtiyati haciz konulmasına, bu taleplerinin yerinde görülmemesi halinde paranın ödenmemesine yönelik tedbir kararı verilmesine ve yargılama sonucunda Mersin 4. İcra Müdürlüğü’ne ait 2015/3404 Esas sayılı takip dosyası yönünden tasarrufun iptali ile cebr-i icra yetkisi verilmesine yönelik karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.

Yerel mahkemece ihtiyati haciz ve tedbir talepleri ile ilgili olarak davacı tarafın terditli talepte bulunmasına karşın her iki talebin 16/12/2020 tarihli ara kararı ile kabul edildiği, bu karara yapılan itiraz sonucunda ihtiyati haciz kararının kaldırılarak tedbir kararının devamına yönelik 02/02/2021 tarihli ara kararının verildiği, bu ara kararı ile ilgili olarak davacı vekili ile davalı V… K… vekilinin istinaf yoluna başvurdukları görülmektedir.

Davalı tarafça Mersin 6. İcra Müdürlüğü’ne ait 2016/2338 Esas sayılı dosyaya konu alacak miktarının bir kısmının Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucu mahkemece hükmedilen vekalet ücreti ve sair giderlerden oluştuğunun ileri sürüldüğü, mahkemece 02/02/2021 tarihli ara kararında bu durumu dikkate
alarak ödenmemesi gereken paradan taraf vekillerinin avukatlık ücreti alacaklarına ilişkin miktarın aylık tutulmasına yönelik kararın verildiği anlaşılmaktadır.

Yukarıda da belirtildiği şekilde davacı tarafça temlike konu alacak ile ilgili olarak öncelikle ihtiyati haciz kararının verilmesinin talep edildiği, bu talep yerinde görülmediği takdirde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır. İhtiyati haciz ihtiyati tedbire göre davacı tarafı daha korur nitelikte haklar sağlamaktadır.

Taraflar arasındaki davanın niteliği itibariyle İİK.nın 281/2 maddesindeki düzenleme içeriğine göre davacı lehine ihtiyati haciz kararı verilmesi davacının daha lehinedir. Davacı tarafın talebi de öncelikle bu yöndedir. Bu nedenle yerel mahkemece ilk talep dikkate alınarak İİK.nın 281/2.maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken ilk talep yerine ikinci talep olan tedbir kararı verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.

Dosyaya yansıyan bilgi, belge ve deliller ile yargılamanın bulunduğu safahat dikkate alındığında davalı V… K… vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürmüş olduğu hususlar yerinde değildir. 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-2 maddesinde; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzeltilerek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir.

Bu nedenlerle davalı V… K… vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK.nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddi gerektiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 Sayılı HMK.nın 353/1-b-2 bendi uyarınca, kısmen kabul edilip kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir kararının kaldırılıp vekalet ücretine ilişkin husus da dikkate alınarak ihtiyati haciz talebinin kabulüne yönelik teminat karşılığı karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davalı V… K… vekilinin ara karara yönelik istinaf başvurusunun, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 bendi uyarınca REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 Sayılı HMK. nın 353/1-b-2 bendi uyarınca kısmen KABULÜ ile Mersin 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/287 Esas 16/12/2020 tarihli ara kararı ile 02/02/2021 tarihli ara kararının KALDIRILMASINA, yerine aşağıdaki kararın tesisine:

a)Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulü ile Mersin 6. İcra Müdürlüğünün 2016/2338 dosyasına dava dışı K…. AŞ. tarafından, taraf vekillerinin avukatlık ücreti alacakları dışında, yatırılan ve yatırılacak olan paraya Mersin 4. İcra Müdürlüğünün 2015/3404 sayılı takip dosyasına konu alacakla ilgili olarak, dava değerinin % 15’i değerinde teminat karşılığında İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA,

b) Dava değerinin % 15’i değerinde teminat bedelini nakdi teminat yada süresiz banka teminat mektubu güvence olarak mahkeme veznesine yatırdıktan sonra, kararın uygulanması için Mersin 6. İcra Müdürlüğüne yerel mahkemece müzekkere yazılmasına,

3- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde istinaf eden davacıya iadesine,

4-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin mahkemece verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,

5- Dairemizce celse açılmadan gerekli inceleme yapıldığından taraflar leh ve aleyhine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

6- Kararın tebliğinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.02.04.2021

Yorum bırakın
TÜM YORUMLAR (0)
Henüz yorum eklenmemiş