MİRASÇILARIN MİRAS BIRAKANIN BORÇLARINDAN SORUMLULUĞU
Bir yakınımızı kaybettiğimiz zaman akla gelen sorulardan birisi de miras hususu, peki mirasçıların murisin borçlarından sorumluluğu nedir? İşte cevabı…
Türk Miras Hukukunda kabul edilen prensip külli halefiyet prensibidir.
Miras hukukunun temel prensiplerinden biri olan külli halefiyet ilkesi uyarınca, miras bırakanın ölümüyle birlikte miras bütün olarak ve kendiliğinden mirasçılara geçer Bu geçiş sonucunda, mirasçılar miras üzerinde elbirliği ile malik olurlar, yani miras bırakanın borçlarından, kural olarak, doğrudan müteselsilen sorumlu olurlar.
Bu bağlamda mirasçılar miras bırakanın borçlarından şahsen sorumludur. Mirasçının bu sorumluluğu sınırsızdır. Eğer miras bırakanın birden fazla mirasçısı bulunuyorsa, bu mirasçılar tereke borçlarından müteselsilen sorumlu tutulur.
Mirasçıların miras bırakanın borçlarından sorumluluğu mirasın paylaşılmasının ardından beş yıl süreyle devam eder.
MİRAS BIRAKANIN BORÇLARINDAN DOLAYI KİMLER SORUMLUDUR?
Türk Medeni Kanunu m. 599/2 ye göre, mirasçılar miras bırakanın borçlarından şahsen sorumlu olur. Miras bırakanın borçlarından yasal mirasçılar sorumlu olduğu gibi atanmış mirasçılar da sorumludur.
MİRASÇILARIN KİŞİSEL SORUMLULUĞU NE DEMEK ?
TMK’nın 599/II. maddesine göre, mirasçılar alacaklılara karşı miras bırakanın borçlarından tüm malvarlıklarıyla şahsen sorumludurlar. Anılan düzenlemede mirasçıların alacaklılara karşı tereke mallarının yanında kişisel malvarlığıyla sorumlu olacağı kuralı kabul edilmiştir. Buna göre;mirasbırakanın alacaklıları, alacağını elde etmek üzere terekeye başvurabileceği gibi, mirasçının şahsi malvarlığına başvurarak da alacağını elde edebilir.
MİRASÇILARIN MÜTESELSİL SORUMLULUĞU NE DEMEK ?
Mirasbırakanın birden fazla mirasçısı olması halinde mirasçılar, terekenin borçlarından müteselsilen sorumlu olurlar (TMK m. 641). Müteselsil sorumluluk ilkesi uyarınca tereke alacaklıları, alacaklarını tek bir mirasçıdan talep edebileceği gibi mirasçıların tamamından da talep edebilir. Böylece alacaklı, bütün mirasçılara karşı dava açmak zorunda olmaksızın alacağını elde etme imkânına sahip olmaktadır.
MİRASÇILARIN TEREKE BORÇLARINA İLİŞKİNN SORUMLULUĞU?
MİRASÇILARIN MİRASIN PAYLAŞILMASINDAN ÖNCE TEREKE BORÇLARINDAN SORUMLULUĞU
Mirasçıların müteselsil sorumluluğunun düzenlendiği TMK’nın 641/I. maddesinde sorumluluğun kapsamını tam anlamıyla ifade etmek üzere miras bırakanın borçları ifadesi yerine tereke borçları ifadesine yer verilmiştir. Zira tereke borçları kavramı, sadece mirasbırakanın sağlığında muaccel olmuş borçları değil, aynı zaman mirasın açılmasından sonra doğan borçları da ifade etmektedir. Burada tereke borcunun hukuki kaynağı önemli değildir. Söz konusu borçlar, hukuki işlemden, haksız fiilden, sebepsiz zenginleşmeden ya da ölüm anına kadar oluşan birtakım olgular nedeniyle doğrudan doğruya kanundan doğabilir.
Mirasçıların mirasın paylaşılmasından önce müteselsilen ve şahsen sorumlu oldukları kabul edilen tereke borçlarının bir kısmı mirasbırakanın ölümünden sonra doğar. Bunlara örnek olarak TMK’nın 507/I. maddesinde öngörülen cenaze giderleri, terekenin mühürlenmesi ve yazımı giderleri, mirasbırakanla birlikte yaşayan ve onun tarafından bakılan kimselerin üç aylık bakım giderleri sayılabilir.
2.MİRASÇILARIN MİRASIN PAYLAŞILMASINDAN SONRA TEREKE BORÇLARINDAN SORUMLULUĞU
Mirasçıların terekenin borçlarından dolayı müteselsil sorumluluğu, mirasın açılmasıyla başlar ve miras ortaklığı devam ettiği sürece devam eder. Başka bir ifadeyle miras ortaklığı devam ettiği sürece müteselsil sorumluluk bir süreye tabi değildir. Ancak mirasın paylaşılması gerçekleştikten itibaren belli bir süre sonra müteselsil sorumluluk kendiliğinden sona ermektedir. TMK’nın 681/II. maddesi uyarınca paylaşmadan itibaren ya da daha sonra muaccel olacak borçlarda muacceliyet tarihinden itibaren beş yıl geçmekle müteselsil sorumluluk sona erer. Burada mirasçıların tereke borçlarından müteselsil sorumlulukları sona ermekle birlikte miras payı oranında müşterek sorumlulukları devam eder.
Mirasın paylaşılması ve miras ortaklığının sona ermesi borçların ifa edildiği anlamına gelmez. TMK’nın 649/III. maddesinde mirasçılardan her birinin tereke borçlarının, paylaşmadan önce ödenmesini ya da güvenceye bağlanmasını isteyebileceği öngörülmüştür. Ancak mirasçıların bu yönde bir talebinin bulunmaması halinde tereke borçları ödenmeden ya da güvenceye bağlanmadan mirasın paylaşılması mümkündür.
MİRASBIRAKANIN KEFALET BORCUNDAN MİRASÇILARIN SINIRLI SORUMLULUĞU
Terekenin defterinin tutulması halinde, mirasçıların mirasbırakanın kefalet borcundan dolayı sorumluluğunu sınırlandıran bir düzenleme öngörülmüştür. Kefalet borcundan kaynaklanan sorumluluğun sınırlandırılmasının temel nedeni, kefalet sözleşmesi asıl borçluya şahsi bir teminat sağlama amaçlı bir sözleşme olduğundan, alacaklının, kural olarak asıl borçlunun borcu zamanında ifa etmemesi üzerine kefile müracaat edecek olmasıdır. Başka bir ifadeyle, kefilin borcunun kural olarak tali olması nedeniyle asıl borçlunun borcu ödememesi halinde kefilin sorumluluğu söz konusu olmaktadır. Bu durum terekenin borca batık olup olmadığının değerlendirilmesinde önem arz etmektedir. Zira asıl borçlunun borcu ödemesi halinde kefil olan mirasbırakanın sorumluluğu sona erecek ve terekenin aktifleri pasiflerini karşılayabilecek durumda olacakken, asıl borçlunun borcu ödememesi ve kefilin sorumluluğuna başvurulması halinde terekenin pasifleri aktiflerinden fazla olabilecektir.
MİRAS BIRAKANIN VERGİ BORÇLARINDAN MİRASÇILARIN SORUMLULUĞU
Murisin mükellef olarak vergi ödevleri mirası reddetmemiş olan yasal ve atanmış mirasçı ya da mirasçılarına geçer. Ancak mirasçılardan her biri murisin vergi borçları nedeniyle miras hisseleri oranında sorumlu olurlar. Murisin vergi borçlarından dolayı mirasçıların hazineye karşı sorumluluğu halinde müteselsil sorumluluktan bahsedilmez.
MİRAS BIRAKANIN BORCUNU ÖDEYEN MİRASÇININ DİĞER MİRASÇILARA RÜCU HAKKI
Murisin borçlarından mirasçılar müteselsil sorumludurlar ve bundan dolayı kendi hissesine düşmeyen borcu ödeyen mirasçının diğer mirasçılara rücu hakkı saklıdır. Miras hukuku kapsamındaki rücu hakkının ne olduğunu açıklamak gerekirse; kendi payına düşenden fazlasını ödeyen mirasçının bu fazlalığı diğer mirasçılardan talep etme hakkıdır.
Unutulmamalıdır ki; her mirasçıya yapılabilecek rücu oranı her mirasçının miras payına denk gelen miktardadır.